Kürtler; Kürdistan işçi Partisi PKK önderliğinde; 1978 senesinden beri Ulusal şeref ve demokratik hakları için aktif olarak mücadele etmekte idiler. 14 Ağustos 1984 tarihinden itibaren de başka çareleri kalmadığı için gerilla savaşını başlattılar. Bu süreçte Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ki 3000 civarında köy, mezra ve yerleşim birimi Türk devleti tarafından yıkılıp, yakılmış ve buralarda oturan 100 binlerce Kürt sürgün edilmiş, binlercesi öldürülmüş ve 10 binlerce kişi Hapishanelere atılmıştır.
Türk devleti de bu zaman diliminde; maddi ve manevi olarak çok zarara uğramıştır. Dış borçlarına eşit miktarda, askeri harcama yapmış, Ordu, Polis ve diğer güvenlik güçleri binlerce kayıp vermiştir. Bütün bunlar niye oluyor? Ölen bunca Türk ve Kürt insanına yazık değil mi?
Türk devleti; Bulgaristan ve Yunanistan'da yaşayan Türk azınlığa; "kendi dilinde eğitim hakkı, isim koymada serbestlik, kültürünü yaşatmak, kendi dilinde gazete çıkarmak, televizyon ve Radyo yayınları yapmak ve kendi partilerini kurup, seçimlere katılabilmek" gibi, hakları istemektedir.
Aynı Türk devleti; kendi vatandaşı olan Kürt’lere ve biz Kafkasya kökenlilere bu hakları vermemektedir. Bu demokratik hak ve özgürlükleri talep edenler bölücülükle suçlanıyor, coplanıyor, işkencelere uğruyor, Öldürülüyor veya Hapishanelere dolduruluyor.
Türk Devletini yönetenler; Bulgaristan'da ve Yunanistan'da yaşayan Türkler için talep ettikleri hakları, niye kendi vatandaşlarına vermiyor? Bu çifte standartı uygulayanların ve bunlara alkış tutanların, dürüst, vijdanlı ve demokrat olduklarından söz edilebilir mi?
Bütün bu insanlık dışı uygulamaların sorumlusu olan; Köpek soyundan geldiklerini öğünerek söyleyip, uluyan MHP 'Ii Faşistlerle, ANAP ve DYP gibi, Hırsızların yönetiminde ki Partilerle, dindar geçinen şarlatanlarla ve kendine "solcu" diyen, Partilerle birlikte hareket edenlere, "namuslu insan" denebilir mi?
Kafkasya kökenli namuslu insanım; aynaya bak! Orada gördüğün kişinin, nerede durması gerektiğine karar ver!.
Kafkasyalılar Birliği
1 Mayıs 1991
Türk devleti de bu zaman diliminde; maddi ve manevi olarak çok zarara uğramıştır. Dış borçlarına eşit miktarda, askeri harcama yapmış, Ordu, Polis ve diğer güvenlik güçleri binlerce kayıp vermiştir. Bütün bunlar niye oluyor? Ölen bunca Türk ve Kürt insanına yazık değil mi?
Türk devleti; Bulgaristan ve Yunanistan'da yaşayan Türk azınlığa; "kendi dilinde eğitim hakkı, isim koymada serbestlik, kültürünü yaşatmak, kendi dilinde gazete çıkarmak, televizyon ve Radyo yayınları yapmak ve kendi partilerini kurup, seçimlere katılabilmek" gibi, hakları istemektedir.
Aynı Türk devleti; kendi vatandaşı olan Kürt’lere ve biz Kafkasya kökenlilere bu hakları vermemektedir. Bu demokratik hak ve özgürlükleri talep edenler bölücülükle suçlanıyor, coplanıyor, işkencelere uğruyor, Öldürülüyor veya Hapishanelere dolduruluyor.
Türk Devletini yönetenler; Bulgaristan'da ve Yunanistan'da yaşayan Türkler için talep ettikleri hakları, niye kendi vatandaşlarına vermiyor? Bu çifte standartı uygulayanların ve bunlara alkış tutanların, dürüst, vijdanlı ve demokrat olduklarından söz edilebilir mi?
Bütün bu insanlık dışı uygulamaların sorumlusu olan; Köpek soyundan geldiklerini öğünerek söyleyip, uluyan MHP 'Ii Faşistlerle, ANAP ve DYP gibi, Hırsızların yönetiminde ki Partilerle, dindar geçinen şarlatanlarla ve kendine "solcu" diyen, Partilerle birlikte hareket edenlere, "namuslu insan" denebilir mi?
Kafkasya kökenli namuslu insanım; aynaya bak! Orada gördüğün kişinin, nerede durması gerektiğine karar ver!.
Kafkasyalılar Birliği
1 Mayıs 1991
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder