2008/09/01

(25.) 21 AĞUSTOS 2000. F TiPi CEZA EVLERi

Faşistler kan dökmeye devam ediyor. "Halkın umudu" Ecevit ise, bu saldırıları engelleyeceğine, yeni katliamlara yol açacak uygulamalara "göz yumuyor." Polis ve Jandarma geçtiğimiz süreçte peşpeşe Ulucanlar, Burdur ve Bergama Cezaevlerinde "insanı haklarını talep etmekten başka bir suçu olmayan" Tutsakların Koğuşlarına saldırmış, hükümlülerin onlarcasını katletmiş, yüzlercesini de yaralamış ve sakat bırakmıştır. Tutuklular ve Tutuklu yakınları bu vahşeti, Dünya kamu oyuna duyurduğu için, Türk Hükümeti, kanlı yüzünün tekrar ortaya çıkarılmasından dolayı çok kızgın. ”Avrupa Birliğine girmesinin daha da erteleneceği" endişesine kapılan Devleti yönetenler, işledikleri cinayetlerin üstünü örtmeye çalışıyor. Bunun için de hertürlü demogojiye başvurarak, "bütün bu olayların müsebbibi siyasi suçlulardır" demekte, "Kalabalık Koğuşlarda kalan bu tutukluların, F tipi Hücre Cezaevlerine sokulması halinde, her olayın önüne geçilebileceğini" iddia etmekte, "bu hükümlülerin rahat bir ortamda cezalarını çekebilmesinin ancak, F tipi Cezaevlerinde mümkün olabileceğini" ileri sürmektedir. Bu, propogandaları Hükümetin güdümündeki Televizyonlar, basın ve bazı "entellektüeller" desteklemektedir. Hatta "kirli savaşda" yakınlarını kaybeden insanları bile kullanan bu Faşistler, o acılı insanları kandırarak, onlara F tipi Hücre Cezaevlerini alkışlattırmaktadır. Faşistlerin gerçek amacı; "Tutukluların kendi aralarındaki maddi ve manevi yardımlaşma ortamını yok etmek ve onları doğal yaşamdan tamamen kopartmaktır." Tutuklular kalabalık koğuşlarda kalırken bile, saldırılara uğrayıp katledilirken, Hücre Cezaevlerine konulduktan sonra başlarına neler gelecektir? Cevabı ortadadır. Tutsaklar F tipi Hücre Cezaevlerine konulduğu andan itibaren, artık kimsenin haberi olmadan, rahatlıkla işkencelerden geçirilebilecektir. Beyinleri teslim alınmaya çalışılacak, baskılarla çıldırtılabilecek, sakat bırakılabilecek, hasta edilebilecek veya öldürülebileceklerdir. Hapishanelerde ki Devrimci tutsaklar tüm bu nedenlerden dolayı, F tipi Hücre Cezaevlerine karşıdırlar. O hapishanelere gitmemek için, ölüm oruçları da dahil olmak üzere, hertürlü direniş biçimini hayata geçireceklerini söylemektedirler. Tutsak yakınları da bu yüzden çeşitli eylemlerle Hükümeti ve Kamuoyunu bilgilendirmekte ve uyarmaktadır. Hükümet ise, Devrimci Tutsakları yanlız bırakmak için, bu F tipi Hücre Cezaevlerine "sadece Terörle Mücadele Yasası kapsamına giren suçları işleyen siyasileri ve çete üyelerini" sokacağını açıklamıştır. Bu nedenle de Adli suçlular ve yakınları F tipi Hücre Cezaevlerine karşı sürdürülen direnişlere katılmamaktadır. Yedi Devrimcinin Katili Faşist Haluk Kırcı, Sapık Faşist Katil Ağca, Mafıa bozuntusu Faşist Alaattin Çakıcı, Faşist uyuşturucu satıcıları, Faşist çek/Senet tahsilatçıları, Faşist Tetikçiler ve Bankaların içini boşaltan dolandırıcıların bir kısmı, halen bu F tipi Hücre Cezaevinde tutulmaktadırlar. Ancak onlar ve yakınları da F tipi Hücre Cezaevlerine karşı çıkmamaktadır. Çünkü bunlar nasıl olsa, o "Hücre odalarda" Otel'de misafir gibi kalmaktadırlar. Orada günlerini Lahmacun ve Kokain partileri yaparak, Devlete methiyeler düzerek, dışarıdaki "işlerini" cep telefonlarıyla yöneterek, istediklerini içeride veya dışarıda öldürterek, rahatlıkla geçirmektedirier. Faşistlerin ve diğer namussuzların son zamanlarda tutuklanmaları, Ordu ve Polis içindeki kimi unsurların baskılarıyla olmuştur. Fakat Polislerin önemli bir bölümü, bu Mafia bozuntularını kendilerinden bir parça olarak gördükleri için onlara "Abi" diye, hitap ediyor ve ifadelerinin alınışı sırasında, onların "susma hakkına" saygı gösteriyor ve konuşturmak için işkence uygulamıyor. Bu tutuklu namussuzlar takımı, bugüne kadar hep Devleti yönetenlerin desteğiyle "erkeklik" yapabildikleri için ve "münasip" bir süre konuk edildikten sonra, af edileceklerini bildiklerinden dolayı, F tipi Hücre Cezaevlerine karşı çıkmamaktadırlar. Fettullah Hocacılar ise; Televizyon ve Gazetelerinde F tipi Hücre Cezaevlerini desteklediklerini açıklayarak, bu ahlaksızlık düzenine karşı mücadele eden Devrimcilerin düşmanı olduklarını, herkeze bir kez daha göstermişlerdir. Bütün bu olaylar herkezin gözünün önünde olmaktayken; işkenceci Faşistlere, Dindar geçinen Şarlatanlara, "Sol" Kalpazanlara ve onların yandaşı olan tüm namussuzlar blokuna karşı, Namusu ve onuru için, Bağımsız, Demokratik ve yaşanası bir Türkiye yaratabilmek için mücadele edenleri, Devrimci Tutsakları ve yakınlarını desteklemek, her vijdanlı ve namuslu insanın görevi değil midir?
Kafkasya kökenli namuslu insan, her zaman söylediklerimizi yine tekrar ediyoruz: "Namussuzla beraber dolaşana da Namussuz derler". Bu yüzden; namussuzlarla birlikte hareket eden ve böylelikle, Kafkasyalı kimliğimizi rezil eden Mutant'ların arasından çık! Çünkü; Fettullahçı ve diğer namussuzlarla birleşip, anavatınımızı onlara peşkeş çekenler, ismimizi kendi çıkarı için kullananlar, uğraşılarımızı sabote etmeye çalışanlar ve onların yakınları ve de mal varlıkları hedef alınacaktır. Her halkın Vatanı, Namusu ve Canı için tüm yöntemleri kullanarak savaşması, kutsal ve meşrudur. Biz insanlarımızı çok seviyoruz. O yüzden "namuslu Kafkasya kökenlilere bir zarar gelmesin" diye, niçin mücadele ettiğimizi ve neler yapacağımızı, açıklamaya devam ediyoruz ki; Kafkasya kökenliler doğruları görsünler, Mutant'lardan ayrılıp, namuslu Kafkasya kökenlilerin arasına katılarak, kendileri ve yakınları için en doğru olan kararı verebilsinler.
Namuslu kalmayı becermiş KAFKASYA KÖKENLİ KARDEŞİMİZ !
Diasporadaki Kafkasya kökenlilerin tek siyasi örgütü olan KAFKASYALILAR BİRLİĞİ'nin söylediklerine uy ve etrafına duyur. Bunu yaparsan, sana yakışanı yapmış olacaksın !
YAŞASIN NAMUSLU KALMIŞ TÜM KAFKASYA KÖKENLİLER!
YAŞASIN DOSTLARIMIZ!

KAFKASYALILAR BİRLİĞİ
21 AĞUSTOS 2000

Hiç yorum yok: