17 Ağustos 1999 'da Türkiye 'nin Marmara bölgesinde 7,4 şiddetinde bir deprem oldu. Binlerce insan öldü. Onbinlerce yaralı ve milyarlarca dolarlık maddi zarar var.
Özellikle Abhazya kökenlilerin yoğun olarak yaşadığı bölgede, enkaz kaldırma faaliyetlerinin bitiminde ölü sayısının 30 bini geçeceği söylenmektedir. Bu arada "artçı depremler" devam etmekte ve "Depremle birlikte yaşamaya alışmalıyız" denilmektedir.
Bu gelişmeler üzerine bölgeye uzun seneler evvel gelen Lazlar ve son yıllarda göçeden Kürtler, burada ölmemek için tarihsel yerlerine, yani Lazlar doğu Karadenize, Kürtler ise, doğu ve güneydoğu anadoluya dönüyorlar.
"Altımız çürük" diyen, Demirel 'in açıklamalarına rağmen, Abhaz ve Adigeler orada kalmakta inat ediyorlar. Cennet anavatanımıza dönmektense, devletleri olmayan Çingeneler gibi, Çadırlarda yaşamaya razılar. Patronların, Büyük toprak sahipleri ve Serbest meslek sahiplerinin veya Devlet memurlarının dönememesine -koşulları nedeniyle- bugün için hak verilebilir ama, Fabrikalarda veya diğer işyerlerinde; insanlık onuruna uymayan şartlarla çalıştırılan, köyden getirilen yiyecek takviyeleriyle ayakta duran, kira köşelerinde sürünen insanlarımız, niye dönmez anavatanına?
Kafkasya'da; iş istersen yaratırsın. Toprak istersen, var işlersin. Ev istersen, hediye ediyorlar. Balık tutsan, meyva yesen yaşarsın. Yeniden can kaybına neden olabilecek deprem korkusuyla, "bu gün mü öleceğiz, yarın mı?" diye, düşünmezsin. Devletten veya başkalarından yardım bekleme durumunda olmazsın.
Kendini her milletten üstün gören Abhaz ve Adigelere, ne oldu böyle? Türkiye diaspora'sında düşülen bu ulusal kimlik duyarsızlığının önüne nasıl geçilecektir?
Bilen Kafkasya kökenliler, bu soruların cevabı olarak şunları düşünmekteler: "Diyasporadaki Kafkasya kökenlilerin, tek Devrimci ve Vatansever örgütü Kafkasyalılar Birliği'dir. Bu sorunu onun çözmesi gerekmektedir.”
KB; Halkımızı asimile etmeye çalışan Türk devletinin şoven politikalarına hizmet eden "kişilerin" Kafkasyalı kimliğimizi kullanmalarına izin vermemek gerektiğini düşünmektedir.. İçimizde ki bu çürümüşlerin, Kafkasyalı kimliğini iptal ederek, aforoz etmeyi ve bunları anavatana ve halkımıza açıklamayı istemektedir.. Bu karar halkımız tarafından kabul gördüğünden itibaren; hiçbir Kafkasya kökenli; dışlanan bu şahıslarla konuşmamalı, selamlaşmamalı, alışverişte bulunmamalı, hastasına, cenazesine ve düğününe gitmemelidir. Bu karara uymayanlara karşı kim olursa olsun, Kafkasyalı şiddet uygulanmalıdır. Anavatana dönmek isteyenlere destek sunulmalı, bazı nedenlerden Anavatana dönemeyenlerin de, Diyaspora'da ki çalışmalara katkıda bulunmaları sağlanmalıdır.
KAFKASYALILAR BİRLİĞİ
1 Eylül 1999
Özellikle Abhazya kökenlilerin yoğun olarak yaşadığı bölgede, enkaz kaldırma faaliyetlerinin bitiminde ölü sayısının 30 bini geçeceği söylenmektedir. Bu arada "artçı depremler" devam etmekte ve "Depremle birlikte yaşamaya alışmalıyız" denilmektedir.
Bu gelişmeler üzerine bölgeye uzun seneler evvel gelen Lazlar ve son yıllarda göçeden Kürtler, burada ölmemek için tarihsel yerlerine, yani Lazlar doğu Karadenize, Kürtler ise, doğu ve güneydoğu anadoluya dönüyorlar.
"Altımız çürük" diyen, Demirel 'in açıklamalarına rağmen, Abhaz ve Adigeler orada kalmakta inat ediyorlar. Cennet anavatanımıza dönmektense, devletleri olmayan Çingeneler gibi, Çadırlarda yaşamaya razılar. Patronların, Büyük toprak sahipleri ve Serbest meslek sahiplerinin veya Devlet memurlarının dönememesine -koşulları nedeniyle- bugün için hak verilebilir ama, Fabrikalarda veya diğer işyerlerinde; insanlık onuruna uymayan şartlarla çalıştırılan, köyden getirilen yiyecek takviyeleriyle ayakta duran, kira köşelerinde sürünen insanlarımız, niye dönmez anavatanına?
Kafkasya'da; iş istersen yaratırsın. Toprak istersen, var işlersin. Ev istersen, hediye ediyorlar. Balık tutsan, meyva yesen yaşarsın. Yeniden can kaybına neden olabilecek deprem korkusuyla, "bu gün mü öleceğiz, yarın mı?" diye, düşünmezsin. Devletten veya başkalarından yardım bekleme durumunda olmazsın.
Kendini her milletten üstün gören Abhaz ve Adigelere, ne oldu böyle? Türkiye diaspora'sında düşülen bu ulusal kimlik duyarsızlığının önüne nasıl geçilecektir?
Bilen Kafkasya kökenliler, bu soruların cevabı olarak şunları düşünmekteler: "Diyasporadaki Kafkasya kökenlilerin, tek Devrimci ve Vatansever örgütü Kafkasyalılar Birliği'dir. Bu sorunu onun çözmesi gerekmektedir.”
KB; Halkımızı asimile etmeye çalışan Türk devletinin şoven politikalarına hizmet eden "kişilerin" Kafkasyalı kimliğimizi kullanmalarına izin vermemek gerektiğini düşünmektedir.. İçimizde ki bu çürümüşlerin, Kafkasyalı kimliğini iptal ederek, aforoz etmeyi ve bunları anavatana ve halkımıza açıklamayı istemektedir.. Bu karar halkımız tarafından kabul gördüğünden itibaren; hiçbir Kafkasya kökenli; dışlanan bu şahıslarla konuşmamalı, selamlaşmamalı, alışverişte bulunmamalı, hastasına, cenazesine ve düğününe gitmemelidir. Bu karara uymayanlara karşı kim olursa olsun, Kafkasyalı şiddet uygulanmalıdır. Anavatana dönmek isteyenlere destek sunulmalı, bazı nedenlerden Anavatana dönemeyenlerin de, Diyaspora'da ki çalışmalara katkıda bulunmaları sağlanmalıdır.
KAFKASYALILAR BİRLİĞİ
1 Eylül 1999
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder