1997 senesinin sonuna yaklaştığımız bu günlerde, Kafkasyalılar Birliği olarak geleceğe umutla bakıyor, tüm kardeşlerimize ve dostlarımıza 1998 yılının sağlık, barış, başarı ve mutluluklar getirmesini diliyoruz.
Kafkasyalılar Birliği, halkımızın bildiği nedenlerden dolayı önümüzdeki yıl içinde; "Ulusal, etik ve ekonomik mücadeleyi ön planda tutan bir çalışma" sürdürme kararı almış ve bu konuda görev yapacak olan kişi ve kurumlar, hedef, ilke ve yöntemler saptanmıştır.
Geçmişte Anavatanımızda; Feodalizm, Kapitalizm ve Sosyalizmin hüküm sürdüğü dönem-lerdeki ekonomik ve politik sistem, kişilerin düşünce ve davranış biçimleri üzerinde nasıl belirleyici bir roloynadıysa, bugün Diyaspora 'da yaşayan Kafkasya kökenli bizleri de, içinde yaşadığımız ülkelerin siyasi, ekonomik ve ahlaksal yapısı etkilemiş ve etkilemeye de devam etmektedir.
Kafkasya 'da yaşattığımız toplumsal düzen alışkanlığı ile 1864 'lerde Osmanlı Devletine gel-diğimiz dönemlerde olsun, sonradan kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinde olsun, bu topraklarda yaşayanlardan, farklı bir kültürümüz vardı. Kafkasya kökenliler kendi kültür ve adetleriyle öğünürdü. Çoğu yanlarıyla halen gurur duymakta olduğumuz kültürümüz, 12 Eylül 1980 Askeri darbesinden sonra, hızla değişmeye başlamıştır. insan haklarının ayaklar altına alındığı o günlerde, Türkiye 'yi ve halkını seven binlerce Vatansever ve namuslu insan, ahlaksızlıklara ve bu hırsızlık düzenine karşı çıktıkları için, ya yakalanıp yargılanmadan öldürüldü, ya da tutuklanıp işkenceye çekildiler. Asıldılar, ağır hapis cezalarına çarptırıldılar. Seçimle başa gelen Yasal hükümeti deviren, TBMM 'ni dağıtan, Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş dahilolmak üzere birçok siyasetçiyi tutuklayan ve Anayasayı da ortadan kaldırarak, idamıık suç işlemiş olan Generaller ve onlara ortak olan kimi sivil yöneticiler, herkeze "bu düzeni ya seveceksin, ya da bu ülkeyi terkedeceksin" dediler. Ve sonra Türkiye 'de yaşamaya devam etmek mecburiyetinde olanlara; ahlaksızlık, yalancılık, hırsızlık, sahtekarlık, ihanet ve rüşvet gibi tüm kötülükleri, iyi ve normal şeyler olarak benimsetmeye başladılar. Gazeteler, Televizyon ve Radyolar vasıtasıyla, namuslu, şerefli ve vatansever olanların başlarına neler geldiğini gösterdiler. Arkasından da halka;" Vatanı kurtarmak sana mı kaldı? Vatanın yabancılara peşkeş çekilmesine, insanların sömürülmesine karşı çıkma! Hangi yoldan köşeyi dönersen dön, yeterki halkı uyandırmaya kalkma! Eğer bizimle birlikte olmayarak bu yaptıklarımıza karşı çıkarsan, ya faili meçhul cinayete kurban gidersin, ya da hapishaneyi boylarsın" dediler. Cezalandırılmaktan korkan halk ve kimi entellektüeller, uzatılan "havuç 'Iara" koştular veya sindiler. Çokaz sayıda namus lu insan ise yeraltına çekildi veya "ülke" dışına çıktı. Türkiyenin politik arenası tamamen namussuz ve hırsızlara kaldı. Ekonominin gittikçe kötüleşmesi, ahlaksal çöküntüyü daha da derinleştirdi. Sinemalarda ve Televizyonlarda oynatılan seks, şiddet, soygun, kaçakçılık ve Mafia konulu filimler, gençleri hayal alemlerine ve suça teşvik etti. Eğitim alanında bilerek yapılan sözüm ona "reformlar" gençlerin çoğunluğunu "ülke meselelerinden" koparttı. Onları; Disko, fuhuş, uyuşturucu, müzik, moda ve futbol maçları peşinde koşan geri zekalalılar durumuna soktu.
Türkiye'yi ve insanlarını sevmeyen hükümet edenler; son yıllarda tekrar sayıları artmaya başlayan diğer uluslardan namuslu insanları ve Kafkasya kökenlileri "rezil edilmiş çoğunluğa benzetebilmek için" şimdilerde "ortalıkta dolaşan bazı Mutantları" kullanmaktadırlar. Bunların görevi; "Ulusal kimliğimizden, ahlakımızdan, Türk ve Kürtlerin içindeki namuslu olanlarla varolan bağımızdan vazgeçmemizi" sağlamaktır. Oysa biz bilmekteyiz ki; Anavatanımıza şu veya bu nedenle dönemeyenıerin; güçlü ve Demokratik bir Türkiye 'de huzur içinde yaşamaya devam edebilmesi için, Türkiye 'ye ihanet edenlerle aynı safta olmamak, Kafkasyalı kimliğimize bağlı kalmak ve Türkiye'yi demokratik bir ülke haline getirmek isteyenlerle yanyana durmak gereklidir. Aksi halde davranırsak; kendimize, yakınlarımıza, ve süt annemiz olarak gördüğümüz Türkiye 'ye ve Anavatanımıza ihanet etmiş oluruz. Güçlü ve Demokratik bir Türkiye; Abhazya, Çeçenistan, Adige, Karaçay-Çerkes, Asetya ve Kabardey-Balkar Cumhuriyetlerinin geleceği açısından da çok önemlidir.
Kariyer ve Para için veya uşak ruhlu olduğundan dolayı; Türkiye 'ye ihanet eden yöneticilere kendini peşkeş çekenler, Anavatanımıza da ihanet etmekte olan MUTANT’lardır. Bunlar bizim için artık Kafkasya kökenli sayılmamalıdır. Tüm namuslu Kafkasya kökenliler bu Mutantları bilmeli, onları teşhir ve tecrit etmelidir.
YAŞASIN NAMUSLU KAFKASYA KÖKENLİLER!
YAŞASIN DOSTLARIMIZ !
KAFKASYALILAR BİRLİĞİ
11 ARALIK 1997
YAŞASIN DOSTLARIMIZ !
KAFKASYALILAR BİRLİĞİ
11 ARALIK 1997
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder