2008/09/01

(12.)8 Eylül 1992.NAMUSLU KALMIŞ TÜM KAFKASYA KÖKENLİLER

ABHAZYA'da, 14 Ağustos'dan bu yana: Gürcü istilacılara karşı direniş sürmekte, ancak Faşist ve haydutlardan oluşturulmuş Gürcü ordusunun katliamları, yakıp-yıkmaları, yağma, rehin alma ve kadınlara saldırı gibi olaylar, devam etmektedir.

Toplanan, ilaç, diğer tıbbi malzeme, yiyecek ve ÇERKES Cumhuriyetlerinden yardıma gitmek isteyen gonüllülerin, ABHAZYA'ya gönderilmeleri, RUS ve Gürcü devletleri tarafından engellenmektedir.
Savaşın tüm Kafkasya'ya yayılmasından korkmaya başlayan B.Yeltsin ve Ekim ayında Gürcüstan'da seçimlere hazırlanmak isteyen E. Şevardnadze zaman kazanmak ye Dünya politika sahnesinden ABHAZ-GÜRCÜ meselesini uzak­laştırmak için, “Ateş kes“ antlaşmaları kotarmaktadır. Ancak, bunlar barış, konusunda samimi olmadıkları için, imzalanan antlaşmalar kağıt üzerinde kal­makta, Rus devletinin Gürcüleri kayırması ve Gürcü askerlerinin ABHAZ­YA'ya saldırıları devam etmektedir.

Bu gelişmeleri takip eden, anavatan dışında, TC, Almanya, Hollanda ve İs­viçre'de yaşayan Kafkasya kökenliler, dernekleri ve kurulan komiteler vasıtasıyla; yürüyüş, bilgilendirme ve basın toplantıları, deylet adamlarıyla görüşmeler, oturma eylemleri ye mitingler yaparak, savaşa gitmek üzere gönül­lüler seçme, ilaç ye Para toplama gibi, çalışmaları örgütlemekte ve hayata ge­çirmektedirler. Bu arada uyarı, intikam ve intihar eylemleri de düşünülmek­tedir.

Olaylar başladığından itibaren, sessiz kalmayı tercih eden Türk politikacıları, ancak insanlarımızın kararlılığını gördükten sonra, ABHAZYA olayları üzeri­ne “bir şeyler“ söylemeye başlamışlardır.

Namuslu kalmış tüm Kafkasya kökenliler!
ABHAZYA'nın yangın yerine çevrilmesinin suçlularından biri olan bu koalis­yon hükümetine ve Türk politikacılarına güvenmeyin.. Çünkü onların Türk ye Kürt demokrasi güçlerine karşı aldıkları tavırlar, bu politikacıların, bizim de düşmanımız olduklarını göstermektedir..

Bosna-Hersek olaylarına karşı, uluslararası platformlarda boy gösteren, mitingler düzenleten ve oraya asker göndermeye hazır olduğunu açıklayan bu hükümet ve Türk politikacıları, ABHAZYA'nın işgal edilmesine ve kardeşle­rimizin katledilmesine, acaba neden karşı çıkmıyorlar? Cevabı gayet basittir. Bunlar kardeşimiz değil de ondan.
Çünkü biz insan soyundan geldik, Onlar ise, it soyundan geldiklerini kendileri söylüyorlar.. Bu yüzden; Kafkasya kökenliler, köpek soyundan geldiğini öğünerek söyleyenlerden, yardım bek­lememelidir! Şimdilerde bazı politika cambazı -olayımızı- koalisyon hükümetini eleştirmek yeya seçimlerde oylarımızı alabilmek için kullanmaya çalışıyorlar.
B. Ecevit'in şu anda söyledikleri de, bu nedenle ciddiye alınmamalıdır. O ik­tidar da olsaydı, bunlardan farklı davranmazdı. Çünkü bunların hepsi Türk ırkçısıdır. Para ve kariyerleri için, hertürlü insanlık dışı işi yaparlar, yapan­ları da desteklerler.. ABHAZYA 'nın uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı bir tarzda saldırıya uğramasına da, işte bu nedenden karşı çıkmıyorlar..
TC’deki Abhaz işbirlikçileri ve politik durumu sıhhatli bir şekilde tahlil edemeyen iyi niyetli bazı insanlarımız ise, hala TC devletinin çıkarına uygun olan söy­lemlerini devam ettirmekte, sanki ABHAZYA'nın işgaline, TC devleti suç or­tağı değilmiş gibi, ona kurtarıcı misyonu yapıştırmakta, “Politika yapıyoruz“ diyerek, TC hükümetinin, Kürtlere yaptığı katliamları görmez­likten gelerek, onu “demokrasinin koruyucusu“ ve “bizim güçlü devle­timiz“ gibi sözler ye yazılarla, onurlandırarak, bu kan dökücü Hü­kümet üyelerinin insaflarını! harekete geçirerek, yardımlarını almaya çalış­maktadırlar..

Namuslu kalmış tüm Kafkasya kökenliler!.
Bu yaklaşımların yanlışlığı, artık iyice ortaya çıkmıştır. O nedenle de bu tür politikalar! desteklenmemelidir. Bu davranışlarının doğru olduğunu iddia et­mekte olan bu tür kişilerin, yanlış politikasına alet olunmamalıdır. Çünkü bunların politikası ABHAZ'ların şahsında: tüm Çerkesleri küçük düşürmekte, ­TC devletinin koalisyon hükümetine suskunluk siyesetini devam ettirebil­me cesareti vermekte, TC devletinin methedilmesi ise; Türk ve Kürt demok­rasi güçlerinin bizim yanımızda bulunmamalarına sebep olmaktadır..

Namuslu kalmış tüm Kafkasya kökenliler!
1989 Temmuzunda ABHAZYA’da, Gürcüler katliama kalkıştıklarında, şu anda önde "koşuşturan!" bazıları, "Der­nekler politikaya karışamazlar“ yasağını ileri sürüp, ABHAZYA için bırakın yardım toplamayı, "TC devletine ters düşeriz" korkusuyla, bir bildiri bile çıkartmamışlardır!. Ancak aynı dönemde bu kişiler, Türk "yetkililerine şirin" görünmek için, Bulgaristan'dan gelen Türk göçmenlerine yardım kampan­yasına katılmaları yönünde; Dernek üyelerine ve hatta üye olmayan kişilere dahi, yazı göndermişlerdi!.
Bunlar! ne zamanki TC devleti, "dağılan Soyyetler Birliği ile" ekonomik ve politik ilişkilerini geliştirmeye ve iş çevrelerini de oraya doğru teşvik etmeye başladı, bu zevat hemen KAFKASYA kökenli olduklarını “bildiler“ ve ABHAZ­YA-MOSKOVA arasında mekik dokumaya başladılar!.. Oralardaki kimi bü­rokrat ve batı hayranlarıyla ilişkiler geliştirdiler. Yetki ve ünvanlar aldılar. Bazı solcu yayın organlarında bile boy gösterdiler!..

..Bu arada ABHAZYA'da politik durum endişeli bir hal almaya başlayınca, “taktik nedenlerden dolayı“ ABHAZYA'ya 50 kişi istendi, o zaman bunlar ve bunlar gibi düşünenler yine sıtmaya tutulmuş gibi “titrediler ve kendilerine döndüler“ ve de "TC devletine ters düşeriz“ diyerek, bu isteği yerine getirmedi­ler!.

TC devletinin çağ dışı uygulamalarına sessiz kalarak, sağladıkları olanakları. ve birtakım işlerle palazlanan bu “Apsuva'lar“ parasal güçleri ve TC hükü­metlerinin içindeki kendileri gibi kişilerin yardımıyla, şahsi çıkarları ve TC devletine uşakça bağlılık temelinde, bugün de toplumumuzu, yönlendir­meye çalışmaktadırlar!.

Biz, KAFKASYALILAR BİRLİĞİ olarak, bu çıkarcıları ve uşaklık politikalarını mahkum ediyoruz.. O nedenle de bu işbirlikçilere ve onları destekleyenlere karşı, “gerekenler yapılmalıdır“ diyoruz..

..Şimdi, bütün bu işbirlikçilerin ve TC devletinin bize düşman politikalarına rağmen; ABHAZYA için savaşmaya gitmek üzere birçok gönüllü insan ortaya çıkınca, bu işbirlikçiler ve orta yolcular çok şaşırdılar. Sonra da hemen harekete geçerek; Vatansever kadroların çalışmalarıyla ortaya çıkarılan ulusal duygu­ları ve örgütlü gelişmeleri iğdiş etmeye soyundular. Oluşan bu potansiyeli, TC devleti ve kendi çıkarları için kullanmak üzere, karekterlerine uygun Türk partilerinin ileri gelenleriyle pazarlıklara başladılar.

Bu politikalarının ge­reği olarak, kurulan her komiteye giren bu tipler, buralarda, TC devle­tinin “bize düşman“ resmi politikasının açıklanmasını engellemeye çalışmakta, koalisyon hü­kümetinin tüm hukuk ve insanlık dışı uygulamalarının dile getirilmemesi için çaba sarfetmekte ve kurulan komiteleri, “TC devletine sadık, onun bilgisi ve izini dahilinde çalışmalar yapan, aygıtlar konumuna indirgemeye“ uğraşmak­tadırlar.

Bu arada milyonlarca ezilen ve direnen kişinin desteğini almış bır parti ile eylem birliğine, karşı çıkan bu dejenere olmuş tipler, Türk ve Kürt demokrasi güçlerinin, ÇERKES toplumunun doğal müttefiki olduğunu red ederek, nasıl bir işbirlikçi ve Türk deyletinin ajanı olduklarını açığa vur­muşlardır.
Bu işbirlikçilerin ve TC devletinin bu noktadaki hesabı, TC'ndeki Kafkasya kökenlilerle, diğer milletlerden demokrasi güçlerinin birlikte hare­ket etmesini önlemek, bunun için de; insanlarımızı geçmişte Türk ırkçısı TÜRKEŞ ve DEMİREL'e bağladıkları gibi, bugün de bu koalisyon hüküme­tinin emrine sunmaya çalışmaktır.

Namuslu kalmış tüm Kafkasya kökenliler!.
Bizlerin kanı üzerinden, para ve kariyer sahibi olmaktan ve imkanlarını kay­betmemek için de, TC devletine yaranmakdan başka amacı olmayan bu işbir­likçilerin, artık hesapları tutmayacaktır!.
Çünkü zaman; 1985'den bu yana, namuslu insanların lehine olarak, değerlen­dirilmiş ve 21 Mayıs 1989'da KAFKASYALILAR BİRLİĞİ 'nin kurulmasıyla, daha üst bir noktaya sıçranmıştır. Artık bugün insanlarımızın büyük bir bö­lümü, köpek ırkından olmadığını öğrenmiş ve uluyan itlerin arasından ayrıl­mıştır.

Dini bütün insanlarımız da, “kardeşleriyle ALLAH'ın iz­niyle evlendiklerini“ söyleyen kişilerin, nasıl namussuz olduklarını görerek, onlarla beraber olunamayacağını anlamışlardır.

14 Ağustos'dan bu yana ise; TC devletinin bize, Abhazya'ya ve oradaki kar­deşlerimize karşı olan tavrı da, TC'nin bizim devletimiz olmadığını insan­larımıza iyice göstermiştir !

İşte bu ve daha birçok sonuç nedeniyle, halkımızı yıllardır kandıran bu işbir­likçi düşünce sahibi önderlerin! maskeleri iyice aşağı düşmüştür.
Bu neden­le, Ulusal hain ve işbirlikçilerin yanında kısa bir süre sonra, belki sadece birkaç akrabası ve parayla çalıştırdığı kimseler kalacak ve onlar da en kısa zaman da, layık oldukları cezalara çarptırılacaklardır!.

Uşaklığa, namussuzluğa, yalancılığa ve korkaklığa karşı olan tüm namuslu KAFKASYA KÖKENLİLERİN istemi; namuslu kalmak, onurunu ve anayatanı KAFKASYA'yı korumaktır.
Bunun içindir ki biz; tüm namuslu insanlarımızı; KAFKASYALILAR BİRLİĞİ’ni desteklemeye ve ona katılmaya, bulunulan üI­kelerde ve anavatanda güçlü, namuslu, onurlu bir yaşam sürdürebilmek ve Anayatandaki kardeşlerimize destek sunabilmek için, diğer uluslardan na­muslu kişi ve demokratik kuruluşlarla birlikte; ulusal hainlere, işbirlikçilere ve bize düşman olan politikalara ve uygulayıcılarına karşı, her yerde ve her türden yöntemle mücadele etmeye çağırıyoruz.


TÜM ÇERKESLER! ABHAZYA'NIN DÜŞMANLARINA KARŞI BİRLEŞİNİZ

DEMOKRASİDEN YANA OLAN TÜM GÜÇLER! ABHAZYA CUMHURİYETİ'NE YARDIM EDİNİZ

KAFKASYALILAR BİRLİĞİNİN ABREKLERİ! HAİNLERİ VE DÜŞMAN­LARI CEZALANDIRINIZ

KAFKASYA KÖKENLİ GENÇLER! ABREK SAYISINI ÇOĞALTINIZ


KAFKASYALILAR BİRLİĞİ
08 Eylül 1992

Hiç yorum yok: